14 Aralık 2017 Perşembe

yumuşak ge

yumuşak ge




dün biri yalan söyledi
muhtemelen biriydi büyük saatin altında
büyük nehre bakıp 
ağzında büsbüyük tanrı
dün biri hanginizdi?

desinler ki içimizin en unutkanı
bir söğüt ağacının gölgesinde kusursuz 
bir ağlamak bıraksın dünyaya
cüzzamlı bir ayinden kalkıp gelmiş

eski bir fotoğrafı üç kere öptüm
üç yerinden vurulmuş
bir iç sokaktan, kirli ve korkak
lirik telaşlarıyla zamanın 
peygamberlerden geçmiş
bıçak değmemiş kalplere nazır
küflü bir kahırla.

sözün çatlamasının ağırlığında
yüzü, dili, devri üzgün
özenli bir iç geçiriş.
baktım uzun uzun bir kırılmak 
bütün harflerin kapısı.
yumuşak ge bir mücevherdir
yüzü soğuk onca adamın ortasında
ışıltısı ağzımızdan kalbimize düşen.

yumuşak ge’ye inanalım
parklara meydanlara inandığımız kadar
yumuşak ge’ye ve turuncuya.
hatırlamak ayakta, organ gibi bir şey
bir şey başlayacak
bir şey, gözleri at sürüsü
çok unutmuş tırnaklarımdan toprağa
çok gövdemden uzak.

dün biri yalan söyledi
muhtemelen biriydi kaburgamızda kuşku
devletin karantinasında suskun 
dün biri hanginizdi?





3mayıs2017
Çevrimdışı İstanbul 7. sayı Temmuz-Ağustos-Eylül 2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder