22 Temmuz 2015 Çarşamba

koşmak bir yaşam biçimi




biri ölünce suçlanıyorum –neden? 
kanunu diyorlar yaşamanın 
keman kadar içli geliyor kulağıma 
pencereyi kapıyorum 
öyle çıplak öyle içiyle orantılı duruyor ki insanla 
bilhassa bir şiirde geçince 
koşalım istiyorum ardından 
aralığına yetişme umuduyla koşalım 
belki de 
koşmak annemin tülbentine benziyor diye beyazdır 
gözüne değdikçe yumuşamayı anımsatır 
belki biraz da hatırlatır insanı 
kuşkusuz öyledir beyazdır 
göğsüme saplanan o adamlar 
hızlanmış soluk 
bir pazar yeridir 
anlamanın kapısında durunca 
durunca durmuş gibidir her şey ve herkes 
gıcırtısı acelecidir zamanın 
bununla baş edemeyiz biliyorum 
ve bilmek kirletir beyazı 
hisleniyorum. 

şimdi git mathilda’ya yaslan 
sonra havalan göğsünde ester’in 
puder’i hatırla 
koyu nefti değil şiirle aram 
hastalıklı fazlaca 
iyileşmez. 
arada her şey mübahmış gibi 
mırıldanıp bir şarkıyı laa la la 
bir tank çarpmış oluyorum 
bir kırlangıç unutmuş uçuşunu. 
şimdi git dağ görsün çığlığın 
adını bağır bütün güzel şeylerin 
adını bağır saçları kızıl olsun 
bir kızı bir oğlu. 
adını bağır tanrı’yı sorayım 
çiçekler neden kurur sayfalar arasında 
adını bağır umutlanıyorum. 

biri ölünce suçlanıyorum –neden? 
bağırmalısın adını çünkü sığmıyoruz 
çünkü sığmıyoruz sabaha az var 
çünkü örgü örüyor annem 
-bu ne büyük yalnızlık 
şimdi git bardaklar soğudu 
ayaklar, yataklar ve duvarlar 
nem ve küf 
bize sokuluyor 
kibrimizi çürütmeye yeminli 
nem ve küf 
çok görkemli 
iltihaplanmış ve abartılı hayat 
utanıyorum herkes ve her şey kocaman 
dışarıda ve dışımda kalanlar 
gazozuna uyku hapına geyikler 
biri kendini arıyor koşmalı 
yahudi lobileri iş başında kendini arıyor 
mutfak yemek kokmalı kendini arıyor 
herkes düşünmeli 
bir kuş dünya taşıyor gagasında düşünmeli 
ben de düşünürüm 
ben hep böyle güzel 
böyle koşarken 
böyle büyük puntolu 
darısı basına 
çünkü gazeteler beyaz değil 
çünkü utansın artık köşeler 
kenarlar güzelleşiyor. 


s.k.e
ikibinonbeş'te21şubat


( Mühür, Sayı:59  - 2015 )