14 Aralık 2017 Perşembe

ellerinin tarihi

ellerinin tarihi




ellerini iki yana bırak
iki yanında gidilmemiş yollar
iki yanında o yollardan dönmemişlerin sessiz beklenişi
iki yanında arama ve bulma nöbetleri
iki yanında gogh’tan bi’dünya keder
ellerin ağır mı ağır
bataklıkta gül açmaya benzeyen bir koku ellerin
korkunç bir bataklıkta korkusuzca açmaya benzeyen.

inceldikçe kabuk bağlayan bir şeyler var sesinde
sesini bağır
sesinle ellerini yan yana koyunca dünyaya karşı duran
durmaklığın parktaki bir ağaç dalınca çiçekliği.
ışıklı pencereleri var su berraklığında
kanatlarını açtıkça kuşlara öykünen
her sabah her akşam okşanmış.

rivayet odur ki 
ellerin toprağa değdiğinde yeşerirmiş iki dal
tırnakların toprağa kök salmış
topraksa yurdun
sınırları insan müsveddesi.

iki yanında iki kalp ellerin
iki ağrı, iki bela 
ne vakit kavuştursan.
ne vakit sürsen dalı dala
kokuyu kokuya
ağrıyı ağrıya
kalbi kalbe ne vakit,
kahrolur ciğeri beş para etmezler
tomaların ve kirli tomarlı paraların küçücük gölgelerinde.

ellerin diyorum bir şarkıya denk düşüyor 
tatlı ve hüzünlü bir nakaratın tekrarıyla
belleğimizde saklı dokunulmamış bir güzellik.
artık ölebiliriz
iyiler ve atlar birçok defa ölebilir
yeniden çizilebilir haritalar
kahrolası medeniyet 
kahrolsun medeni et yığınları
kahrolsun sonsuz keder bağışlayıcılar
-defalarca tekrar et inanmaya
bir travmaya binip gitmek 
içimizin en kutlu yenilgisi
bütün akşamüstleri fillerin hüznüne denk.


2eylül2017
Akatalpa, Ekim 2017, Sayı:214

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder