6 Mart 2016 Pazar

arrest



kendime inen merdivenlere yığılmış bulunuyorum
bir tren geçiyor basamakların üstünden
üstümden bir tren -nabzını unutmuş
annemin elleriyle aramda demirden.

uzakların ardında merhametten bir dağ
ayrılmış kopmuş bütün mezheplere yama
bir şarkı çalıyorum -kıyamet ordusu aceleci
kapısını kapıyor tanrı, yeniliyorum
kimse kimseyle göz göze gelmiyor
herkes son sözünde hayatın
ilk verdiği sözde kirlenmiş kaygının ele avuca sığmazlığı
devrildikçe dağılan nar, yırtılan yaralar.

devletin gömleği lekeli
dudağımda uçuklar patlatıyor
yarım kalan her şey kendini asıyor boynuma
devamı hiçbir şey
devamı hiçkimse
devamı hiçbir yer
afişe edilmiş artık tohum
toprak tanımaz, çürümeye düşmedikçe meyve.

altından neyi çekersen çek
bu bir yok olma biçimsizliği
bu bir sitem varlığa
insanın göğsünden yaşama pompalanan
bir kuyu arayışı
hakikate düşmüş bir iz bir gölge.

kafamın içinde cerrahlar -neyin ameliyatı?
ağzımdaki yağmurdan tırnağımdaki kuma
varışın hiçbir anlamının olmadığı hâl
madem tanrı var inanmıyorum cehenneme
çok hisli bir zeytinin itirafı denilsin
istemiştim ki kaçmasın sofranın bereketi
altımdan neyi çekersen çek
benim başka gömleğim yok
yarası göğsümden dünyaya açılan.

kaçılır avazı çıktığınca vaaz verilen yerlerden
geyiği suya indiren istek ve tedirginlik
özenilmiş bir korkuya dönüşür.
henüz kibri yazılmamış bir alın teridir hayat
politik kokular sürünmüş kadınlar
politik korkular giymiş çocuklara gebe.

habersizim, üstelik bilmiyorum gitmenin dilini
solgun bir çölü geçmeye aday
sevdikçe yavaşlayan çöl devesi
içimde iltihap korkusu
çölde kal
çölde kal.


s.k.e
ikibinonaltı'da28ocak



Akatalpa- Mart 2016-Sayı:195