14 Aralık 2017 Perşembe

objektife poz vermeden bakanlar

objektife poz vermeden bakanlar




sesimi bir dala kondurduğumdan beri
bilirim neden görkemlidir ağaç
ve kuşlar neden hep uçuşta
bilirim yazmak susmanın mızıkası
sağırlaşan evlerden uzak.
annem uzak irinli bir yara
babam uzak
bilirim bu ilmekli bir iptir
ipi elinde tutsan başka
boynunda başka
sesler başkadır dışarının ağzında
yüzler başka
adımlar, adamlar, kadınlar başka.

gördüm eski bir suydu ağzımda adın 
içerimde geçmişi bağışlayan
sabah seyriydi
serçe telaşı
çölü yüklenmiş leyla
gördüm akıyordun kıvrıla kıvrıla.

ben kalabalığına dünyanın
evlerin pencerelerinin tanışıklığına
ışıkla gökyüzünün merhabasında rastladım
garip bir yalnızlıktı hücum etti boynuma
ve kendini asan kaç saat orada yenik
bilirim.

kalktım gövdemi bir duvarla değiştim
otlar, böcekler ve kelebek tozları.
bir atın toynağının acısı değdi
bir bulutun gölgesi
ağacın yeşili
saymadım kaç yağmur damlası
saymadım kaç uğultulu rüzgar.
acımı bir bağlılık yeminine iliştirdim
kalktım gövdemi bir duvarla…

insan merdivenini içinde taşır dediler
muhtemelen ben dedim
bir ampul nasıl değiştirilirin sebebiydi hüznüm
evde bir diğer sesin.
ve gölgelerin parkelerde bıraktığı iz.

gördüm içimdeydi gökyüzü
ben de gökyüzünün.
bir fili anlamanın ilmini bildim
ve yürümekliği tenhada.

hangi nehrin şarkısını söylesem
aynı nakarattır unutmak
gözümde o uzak iklim
bir ikindi vakti gittim geldim
sığırcıklardan haber getirdim
bu kış da parkı selamlayacaklar
bu kış da.



7Ağustos2017

Son Gemi, Eylül 2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder