14 Aralık 2017 Perşembe

varış-ben abdullah

varış-ben abdullah



eğer bir sessizlikse bu sesinsizliktir dedi abdullahın kalbi
sesinsizlik, tomurcuksuzluğun resmiyet kazanmamış hali
ve kalbi abdullahın bucaksız bir sarılık
kum tanelerinde kıvrılacak suya hasret
bitirmeyeceği kitabın sayfaları arasında.

lambadan kaçan cindi kalbi
üç dileğe meyilli
doğum, yaşam ve ölüme dair üç susuşa.

künle kül arasında kırk kapı gezdi abdullah ve kalbi
kırk kapıya vurdu 
kırk kere vurdu
gittiği ve döndüğü yerler kalbi.

bütün merdivenlerin basamaklarını hastalandırdığı
hiçbir basamağın tek başına bir anlamı karşılamadığı
her basamağın kendi merdivenine yabancı olduğu yerdi kalbi.

biri ipini geçirmiş balon yapıyordu abdullahın kalbini
biri balonu uçuruyor kanatsız ve patlatıyor bombasız
birinin görünmez ellerinde görünmez ipler
birinin her şeye kadirliği ve her şeye kayıtsızlığı
bütün çekim yasalarının infilak yeri kalbi.

taş avlular içinde kendi taşımı ararken buldum abdullahı
suya eğilmeye benziyordu bir gece pencereden bakarken
bir gece suretleri ve adları inkar
bir gece pencerede bir irkilme abdullah ve kalbi
pencerenin ardında ışıkları sönmüş parkın ağaçları
içime uluyuşlarını salan yüksek ağaçları
her bir dalı canıma kıymık ağaçları
beni bir eşikten diğerine geçiren
bir boyuttan diğerine deviren
saçlarımı ve memelerimi yansımadan silen
unutturan bacaklarımın arasını
benim mi abdullah ve kalbine geçtiğim 
abdullah ve kalbinin mi bana geçtiğinin öneminin olmadığı
bir gece pencerede bir irkilme
görünmez bir elin görünmez ipini çekiştirmesiyle.

ben yoksam abdullah ve kalbi yok
abdullah ve kalbi yoksa ben yokum
o el o ip hepten yok.





6Aralık2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder