14 Ocak 2017 Cumartesi

bir sardunyanın öksüzlüğü hatırlatması



bak bunlar hep eşyanın ağırlığı Aynur
zamanın hacmiyle çetrefilli hesaplar içinde
kırılabilir şeyler taşıyoruz
taşındığımız da oluyor –bu çağın vebası
eşyaya öykünmenin hücumu.

ağzında, düş uykusu hezeyanı taşıyor sığırcıklar
hüzünlü bir kalabalıkla, yaşlı kaldırıma bakan parkı seçiyorlar
parkın direngen ağaçlarını.
yaslıyım pencerede
yolculuk cümle evleri dolaşıyor
eşyayla zaman eşyayla insan arasında
aşkı konuşmak ayıp Aynur.

biz seninle görkemli bir yok oluşun kayıtlarını tutuyoruz
sığırcıklar her kış büyüyen sırlar bırakıyorlar
yapraklardan daha uzun ömürlü.
annemin öldüğünü söyleyemiyorum kimselere
o iyi bir yöneticiydi diyor Selma
bütün koltuklara ters orantılar çiziyorum tırnağımla.

her akşam göğsümü seriyorum titreşen yıldızların altına
kıblem oralıdır
bir ağaçtan türediğimi sanıyorum
yine de
kırılan dalımı onaramıyorum 
bak bunlar hep eşyanın ağırlığı Aynur
eşyanın işgali.

hiçbir eve ait olmayan bir balkonun ışığında yıkanırdım ben
hiçbir eve ait olmayan bir balkondu 
gece gündüz maviye boyanırdı göğün yüzü
balkondu ama Allah’ın kulağıydı 
orada tek tek anlatıyorum dünya evlerini Aynur
orada sessizliği görmeye gidiyorum
dünyanın sağır sessizliğini.





s.k.e
ikibinonaltı’da14aralık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder