bismil'de son nefeste bir besmeleyim
cizre'de taşlaşmış yüz
büyük ihtimal taşlanmışımdır
sana kaç porsiyon beytüşşebap ısmarlayayım?
ankara'da kanlı bir durakta düşündüm bunları
burada düşünmek bir mucizeye gülümsemektir
şiddetle gülümseyebiliriz
ağzını arala kuşlar uçsun
ağzını arala ağlayabilirim
ağzın her aralandığında buralar bahar
kapatışın üçüncü sayfaya manşet
güzel bir şeyler söylenebilir belki
sonranın bir başka adı varsa o da belkidir
bir tramvay çizmek resim defterine
hâlâ gidilebilinir yerler fısıldar
hâlâ gidilebilinir yerler fısıldar
ve oralar daima içimizdedir
düşün ki ilk tomurcuk katledildi
düşün ki ilk cemre ilk dokunuş
-suya, toprağa, havaya
düşün ki havalandı bir fil
düşün ki havalandı bir fil
kuleler ve kaleler havalandı
kaygılarının önünde eğil
memleketin bütün bulvarlarında kayıp ellerim
bütün kucaklayışlar boşuna sarılışlar eksik
geberesiye
dönmüyoruz
dönen şeylere düşman genişleyişler
ve dalı gövdesinden ayrık bir yerdeyiz
bir şeyleri başka şeylerle buluşturmak
bir şeyleri başka şeylerle kavuşturmak
öpüşmeye benzeyen şeyler
dolmuş boşalmış şehirler ve şarjörler
güney sahilleri ve doğulu köyler
yakına ihtiyacımız var
yakına ama yakılmamaya
ve aldırış edilmeye mutlaka
ağzını arala kuşlar uçsun
ağzını arala ağlayabilirim
ben ağzını diyorum babam ağzıma bakıyor
diyelim ki hepimizin babası ağzımıza bakıyor
diyelim ki hepimiz bu ülke
izmir'den kuşlar
havalanıyor diyelim
çanakkale'den şemdinli'den
diyelim ki kuşlarımız öpmüş göğü
gök de yüzümüzü
gök de saçlarımızı
mesela yanlışlıkla ağzımız değmiş birbirine diyelim
şiddetle öpüşmüşüz mesela
artık ölebiliriz.
s.k.e
ikibinonbeş’te2ekim
Mühür, sayı:66, Eylül Ekim 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder