gözlerim
kapalı mı açık mı bilmiyorum
bilmemek
iyi bir şeydir
muhtemelen
bir kediydi -ellerini gördüm
kedinin
ellerini gömdüm arka bahçeme
bahçem
çöl.
kedinin
ellerinde okşanan masallar
kum
tanesine hapsolmuş saraylar vardı
büyük ihtimal
özlüyordum.
her gece
kafamın içinden gürültüyle geçen bir tren
trenin
kompartımanı
kompartımanda
pencere
pencerede
kayan incecik şeyler
her gece
hep unutmaya kapanan
elleri
namlusunu alnıma dayamış
radyoda
yurttan sesler
-öyle
durma önümde- dedi
gözlerim
kapalı mı açık mı bilmiyorum
bilmemek
iyi bir şeydir
-saçlarını
öyle verme rüzgara-
-öyle
bakma-
sesi
büyük keder
hızla
çevrilen çarkıydı zamanın
ihtimalsiz
öpülmüş dişlileri.
bütün
tanrılar istiyordu kedinin sevişmesini
kocaman
bir yalnızlıkla.
gözlerim
kapalı mı açık mı bilmiyorum
kapı
aralık mı bahar mı
bilmemek
iyi bir şeydir
muhtemelen
yapmaman gereken şeylerden muaf tutar
muaf
tutulmak bu şiire biraz abartı katsın istiyorum
abartı
memur
ne
istiyorum bilmiyorum
yanımda
bilmemek
yürürken
söylerken susarken bilmemek.
bir
kedinin kılıcıyla ölmeye benzeyen
filmler
izledim -büyük gerçeklik
portakal
çiçeği kokan gülümseyişler dizdim ipe
bu
mısradan upuzun tüneller yaptım
köprüler
kurdum
köprüler
yıktım
bir
devlet olsam kafa tutardım amerika'ya
ben tutup
uykuya göz kırptım
her şey
isteyerek oldu
herkes
isteyerek öldü
eşik ve
ilk adım -rüya
muhtemelen
bir kediydi -ellerinde paris
pariste
eyfel kulesi
kuleyi
sulayıp yeşerten tanrı
ama benim
hiçbir şeyim yok
hiçbir
şeyim yok
hiçbir
şeyim
çıplak
bir rüyadan başka
kedinin
ellerinde yuvarlanan.
s.k.e
ikibinonbeş'te28kasım2015
Çevrimdışı İstanbul, Temmuz-Ağustos 2016, 3.Sayı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder